Değerli okurlarım, Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde merada yaklaşık 4 metre genişliğinde obruk oluştu. Bu obruk tehlikesi genellikle Konya Ovası'nda obruk sayısı sürekli artıyor. Kesin bir rakam vermek zor çünkü yeni obruklar oluşmaya devam ediyor. Ancak son yapılan araştırmalara göre, obruk sayısı 3 bine yaklaştı.
Neden bu kadar çok obruk oluşuyor?
1- Yer altı suyu seviyesinin düşmesi: Tarım için aşırı yeraltı su kullanımı ve iklim değişikliği nedeniyle yer altı suyu seviyesi hızla azalıyor. Bu da toprağın çökmesine ve obrukların oluşmasına neden oluyor.
2- Jeolojik yapısı: Konya Ovası'nın jeolojik yapısı obruk oluşumuna elverişli.
Obruklar tehlikeli? Neden tehlikeli?
1- Can ve mal kayıplarına neden olabilir: Özellikle yerleşim yerlerine yakın olan obruklar büyük tehlike oluşturuyor.
2- Tarım arazilerini kullanılamaz hale getiriyor: Obruklar tarım arazilerinin yok olmasına ve verimliliğin düşmesine neden oluyor.
Peki çözümleri;
1- Suyu tasarruflu kullanmak: Tarımda sulama sistemlerini geliştirerek suyu daha verimli kullanmak gerekiyor.
2- Yer altı suyu seviyesini yükseltmek: Yağmur sularını toplamak ve yer altı suyunu beslemek için çalışmalar yapılmalı.
3- Obrukların yerlerini belirlemek ve takip etmek: Obrukların yerleri belirlenerek riskli alanlar tespit edilmeli.
4- Farkındalık yaratmak: Obrukların neden olduğu tehlikeler hakkında halkı bilgilendirmek önemlidir.
Konya Ovası'nın tam olarak kaç hektarlık bir alana sahip olduğu konusunda net bir rakam vermek biraz zor. Çünkü ova sürekli değişen bir coğrafi yapıya sahip. Tarım arazilerinin dönüşümü, iklim değişikliği ve diğer faktörler nedeniyle bu rakam zaman içinde değişiklik gösterebiliyor.
Ancak genel olarak, Konya Ovası Türkiye'nin en büyük ovalarından biri ve yaklaşık 729 bin hektarlık bir alana sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu rakam, çeşitli kaynaklarda farklılık gösterebilir.
Özetle, Konya Ovası oldukça geniş bir alana yayılmış önemli bir tarım bölgesidir. Ancak kesin bir rakam vermek yerine, ovanın dinamik yapısını göz önünde bulundurarak yaklaşık bir değer vermek daha doğru olacaktır. Yeraltı sularının kullanımı nedeniyle obrukların oluşması bilimsel bir gerçektir. Bir rivayete göre Konya ovası 4000 yıl önce fırat nehrinin deltası olduğu söyleniyor. Jeolojik yer değişimi sonucu bugünkü halini almıştır. Çözüm olarak mavi Su projesi 1960 lı yıllarda düşünmeye başladı ve 1997 yılında harekete geçildi.
Atatürk Barajı ve Mavi Su Projesi;
Atatürk Barajı, Türkiye'nin en büyük barajlarından biri olup, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında inşa edilmiştir. Bu baraj, Fırat Nehri üzerinde yer almakta ve bölgeye sulama ve enerji sağlamaktadır.
Mavi Su Projesi ise, Atatürk Barajı'ndan alınan suların bir kısmını Konya Ovası'na aktararak buradaki su sıkıntısını çözmeyi hedefleyen bir projedir. Bu proje sayesinde Konya Ovası'nda tarım yeniden canlanmış olacak, içme suyu ihtiyacı karşılanmısı planlanmıştır. 1997 yılında bir tünel inşaatı başlamış, 2001 yılında bitmiş her nedense faaliyetleri ve etkileri görünmüyor!
Projenin Aşamaları ve Önemi
Atatürk Barajı'ndan alınan su, uzun tüneller ve kanallar aracılığıyla Konya Ovası'na taşınıcak. Konya Ovası, kuraklık nedeniyle tarımın yapılamadığı bir bölgeyken, Mavi Su Projesi sayesinde yeniden bereketli topraklar haline gelecekti. Proje, Konya ve çevresindeki yerleşim yerlerinin içme suyu ihtiyacını karşılayarak sağlık koşullarını iyileştirecekti. Tarımın canlanmasıyla birlikte bölge ekonomisi güçlenmiş, istihdam olanakları artmış olacaktı.
Atatürk Barajı'ndan alınan suyla hayata geçirilen Mavi Su Projesi, Türkiye'nin en önemli sulama projesi. Bu proje, hem bölgesel hem de ulusal ölçekte önemli faydalar sağlamıştır. Ancak, projenin devreye alınmaması büyük sıkıntı yaratmıştır. Burası hatıl olarak duruyor. Bunun yerine toroslardan Akdeniz'e dökülen Göksu Nehri üzerinde bulunan barajda Mavi Su Tünel'in inşaatı 2009 yılında başlamış ve 2012'de bitmiştir. Devlet Su işleri altyapı hazırlıklarını tamamlamadığından hizmete açılmadı.
Hizmete açılsaydı bakın neler olacak;
Göksu Barajı Mavi Su Projesi, Konya Ovası'nın su sıkıntısını çözmek, hayata geçmesi halinde proje sayesinde Akdeniz'e dökülen sular, tüneller aracılığıyla Konya'ya aktarılacak. Böylece hem tarım alanları sulanacak hem de içme suyu ihtiyacı karşılanacak. Proje sayesinde Konya Ovası'nda tarım yeniden canlanacak ve ekonomik faaliyetler artacak. Konya'nın içme suyu ihtiyacı uzun vadede güvence altına alınacak. Projenin çevresel etkileri de dikkatle inceleniyor ve gerekli önlemler alınıyor.
Konya Ovası'nda yaşanan su sıkıntısını çözmek amacıyla hayata geçirildiği için, proje en çok Konya ilinin merkez ilçesi ve çevresindeki ilçeleri yararlanacak. Konya Ovası'nın önemli bir kısmını kapsayan Karapınar ilçesi, projenin en büyük faydalarından birini gören ilçelerden biridir.
Konya'nın güneyinde yer alan Ereğli ilçesi de proje kapsamında sulama suyu desteği almaktadır. Projeden dolaylı olarak etkilediği diğer bölgeler ise Konya Ovası'nın kuzeyinde yer alan Çumra ilçesi de projenin olumlu etkilerinden yararlanan ilçeler arasındadır. Sonra Konya'nın güneydoğusunda yer alan Tuzlukçu ilçesi de proje kapsamında sulama suyu desteği alacak. Projenin etkisi, sulama kanalları ve boru hatlarının uzandığı ölçüde diğer ilçelere de yayılmaktadır. Ancak, projenin en yoğun olarak hissedildiği bölgelerdir.
Neden sadece bu ilçeler?
Bu ilçeler, Türkiye'nin en kurak bölgeleri arasında yer almaktadır. Bu ilçelerde geniş tarım arazileri bulunmaktadır. Bu ilçelerin su ihtiyacı, doğal yağışlarla karşılayamıyor.
Özetle:
Devlet Su İşleri gerekli yatırımları yapmalıdır. Hem sulama sisteminden bir an önce yararlanmalı. Hemde yeraltı su kaynaklarının kullanımının önlenmesi, obruk oluşumunun önüne geçilmesi acilen gereklidir. Atatürk barajına yapılan mavi su projesi ne oldu? Neden Göksu Barajı mavi su projesine yönelindi? Bu sorunlar cevaplanmalıdır. Çözümler bir an önce gerçeleşmezse kuruyan Akşehir gölü ve Eber gölü tehlike altındadır. Bunun en son Emirdağ ilçemizdeki açılan obruk tehlikenin öncüsü olabilir. Şimdi hemen şimdi Mavi Su Projesi, öncelikle Konya Ovası'nda yer alan ilçelerin su ve obruk sorununu çözmek amacıyla hayata geçirilmelidir. Yoksa obruk etkileri zamanla daha geniş bir alana yayılacaktır.
Yorumlar