Türkiye'nin sağlık altyapısında devrim niteliğinde bir dönüşümü temsil eden şehir hastaneleri, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Dr. Hasan Arslan'ın TBMM Genel Kurulundaki savunmasıyla gündeme geldi.

Gözden kaçırmayın

Cuma Duaları ve İnsanoğlunun Manevi İhtiyaçlarıCuma Duaları ve İnsanoğlunun Manevi İhtiyaçları

 

 Pandemi ve deprem gibi acil durumlarda kritik öneme sahip olan bu hastaneler, nitelikli yatak sayısını artırarak ve mevcut sağlık yatırımlarını modernize ederek hizmet kalitesini yükseltti. Dr. Arslan, şehir hastanelerinin uluslararası standartlarda prestijli donanıma sahip olduğunu belirterek, eleştirilere karşı çıktı. Bu yenilikçi sağlık kurumları, erişilebilirlik ve kaliteyi bir araya getirerek Türkiye'nin sağlık hizmetlerini geleceğe taşıyor.

“Devlet düzenleyici rol üstleniyor”

 

Arslan yaptığı konuşmada “Kamu Özel İşbirliği Modeli, kamu hizmetlerinin sunumunda kamu kesimi ve özel sektörü bir araya getiren, özel sektörün yönetim kabiliyetlerinden yararlanılan, devletin düzenleyici rol üstlendiği yeni kamu yönetimi anlayışını benimseyen, kamu mal ve hizmetlerinin sunumunda maliyet, risk ve sosyal fayda gibi faktörlerin taraflarca yönetildiği bir proje finansmanı yöntemidir. Proje Finansmanı, ekonomik olarak ayrıştırılabilen yatırım projelerini finanse etmek amacı ile kaynak sağlayanların kredi geri ödemesi ve sermaye karlılığı hesaplamalarında projenin yarattığı nakit akışını esas aldıkları, geri dönüşsüz veya kısmen geri dönüşlü, finansman kaynağı yaratılması olarak tanımlanabilir” dedi.

 

“Özelleştirme yerine alternatif bir yöntem”

 

“Kurumsal finansmanda proje sahibi krediyi mevcut yapı üzerine kullanır ve şirket alınan yeni kredi ile bağlantılı olarak tüm mal varlığı ve nakit akışı ile sorumludur” diyen Arslan sözlerine şöyle devam etti; Oysa proje finansmanında bu sorumluluk yoktur ya da sınırlandırılmıştır. Bu nedenle proje finansmanı kapsamında tamamen ilgili projeyi gerçekleştirmek amacı ile yeni bir şirket kurulur ve finansman bu şirkete sağlanır. 20. Yüzyılın başlarından itibaren değişen kamu yönetimi anlayışı, Hızla artan nüfus ve artan nüfusa bağlı ortaya çıkan altyapı ihtiyacı, Artan kentleşme oranları sebebiyle, kentsel altyapı hizmetlerine yönelik artan talep ve devletlerin özelleştirme uygulamalarının yerine alternatif finansman yaratma araçları arayışı içinde olmaları Kamu Özel Modelinin uygulanmasını gerekli kılmıştır. Kamu özel işbirliği (KÖİ) modelinin uygulanmasının temel nedenlerinden birisi ihtiyaç duyulan büyük ölçekli kamu yatırımlarının kısıtlı bütçeyle hayata geçirilmesine bir olanak sağlayan proje finansmanı yöntemi uygulanarak yatırımların karşılığının devlet tarafından uzun vadede karşılanmasına imkan sağlamaktadır.

 

“Nitelikli yatak oranı ciddi oranda artmıştır”

 

Projelerin kapsamlı ve büyük ölçekli yatırım projeleri olması dolayısıyla finansman noktasında uluslararası finans kuruluşları ve yüklenicilerin paydaş olması sebebiyle süreçte tarafların mutabakatıyla iş ve işlemlerin sürdürüldüğünü kaydeden Arslan, “Dolayısıyla sözleşme ve tüm süreçler birlikte değerlendirildiğinde dinamik bir süreçtir. Gelinen noktada yaklaşık 28 bin yatak kapasitesiyle 18 Şehir Hastanemiz hizmete girmiş olup vatandaşlarımıza yüksek teknolojiyle

donatılmış ekipman ve hizmet parkuruyla uluslararası standartlarda sağlık hizmeti verilmektedir. Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında yatırımı yapılan şehir hastaneleri ile nitelikli yatak oranı ciddi oranda artmıştır” diye konuştu.

 

“Mevcut yatırımlar yenilendi ve erişilebilir bir sağlık hizmeti sunuldu”

 

Arslan “Bu bağlamda; Türkiye’de Sağlıkta Dönüşüm Programı ile sağlık tesislerinin sayısı, mevcut yatak kapasitesi, nitelikli yatak sayısı artırılırken kaliteli, konforlu hizmetin en önemli kriterlerinden biri olan sağlık altyapısı güçlendirilmiştir. Bölge ve kentlere göre değişen, farklılık gösteren ihtiyaçların tespitiyle planlanan sağlık yatırımlarının modern yüzü şehir hastaneleri olmuştur. Sağlık hizmeti ve altyapısı ile bugün uluslararası platformda örnek ülke olarak gösterilen Türkiye, her geçen yıl mevcut gücünü arttırmaktadır. Erişilebilir, konforlu, kaliteli, güvenilir sağlık hizmeti sunabilmek adına mevcut yatırımlarını mimari, teknoloji açısından yenileyen Türkiye, tamamlanarak hizmete sunduğu şehir hastaneleri ile sağlıkta hizmet kalitesini her geçen gün daha da yukarı taşımıştır. Zemin şartları ve ülkemizin deprem kuşağında bulunması göz önüne alındığında sismik izolatör kullanılan Şehir Hastanelerimiz ile birlikte yapı stoğumuzun büyük bir kısmı depreme dayanıklı hale getirilmiştir ve bu çalışmalar sektöre yön vermiştir” ifadelerini kullandı.

 

“Uluslararası standartlarda en prestijli donanıma sahip”

 

“Her branştan hizmet veren polikliniklerde, çok daha modern konforlu ünitelerde hastalar muayene olabilme şansına kavuşmuştur” diyen Arslan sözlerine şöyle devam etti; Son teknolojiye sahip tıbbi cihazlar, hasta parametrelerinin en yüksek seviyede takip ve ölçümüne imkân sağlayan yaşam destek üniteleri, uluslararası standartlarda en prestijli donanıma sahip ameliyathaneler, modern sterilizasyon üniteleri, en yüksek teknolojiye sahip laboratuvarlar, tüm bunlar sağlıkta hizmet kalitesinde çıtayı her geçen gün daha da yukarı taşımıştır. Şehir hastaneleri hizmete girdiği bölgelerde sadece nitelikli yatak sayısını artırmak, hizmet kalitesini yükseltmekle kalmamış aynı zamanda AR-GE çalışmalarının da merkezi haline gelmiştir. Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 ile mücadelede, sağlık hizmetlerinin en üst noktaya çıkarıldığı, fiziki alt yapısı, nitelikli yatak kapasitesi ve sahip olduğu yüksek teknolojiyle en büyük katkıyı şehir hastaneleri sağlamıştır. Şehir hastaneleri, her odanın bir yoğun bakım odasına dönüşebileceği altyapısı ile yoğun bakım ihtiyacının yüksek olduğu salgınla mücadelede büyük olanaklar sunmuştur. Bu manada, Şehir hastaneleri, bulunduğu bölgede en son noktada bütün disiplinleri bir arada barındıran, teknolojik altyapısı ile güçlü, hastanın artık başka bir hastaneye ya da bölgeye sevk edilmediği sağlık üsleridir.

 

“Şehir hastanelerinin yatak oranı diğer kamu hastanelerine göre yüzde 17”

 

Türkiye'deki Sağlık Bakanlığının yatak sayısının 171 bin 932 olduğunu kaydeden Arslan 18 şehir hastanesinin 28 bin 578 yatağının olduğunu söyleyerek bunun yüzde 17 olduğunu ifade etti. Arslan “Kamu-özel iş birliğiyle yönetilen şehir hastanelerinin yatak sayısı. Yoğun bakım hizmetlerinin yatak sayısına bakarsak 5 bin 514 yatak sayısı var. Yoğun bakım yatak hizmetinin sayısı olan 5 bin 514'e göre baktığınız zaman yüzde 22'ye tekabül ediyor ama Sağlık Bakanlığının bütçedeki KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) karşılığı yüzde 15,9 2023'te, harcamadaki karşılığı yüzde 12,2. Yani yatak sayısı ve yoğun bakım yatak sayısına oranla aslında çok daha düşük” dedi.

 

“Kuruluşu dışında ihalesiz yapılmadı”

 

Şehir hastanelerine bakış açısının sadece inşaat olarak görülmesinin doğru olmadığını söyleyen Arslan şöyle dedi; Aramızda yönetici olmuş arkadaşlar vardır. Burada hastaneyi, devlet hastanesini yönetirken hizmet alımlarına bedel ödersiniz; çamaşırhaneye, yemeğe bedel ödersiniz, başka hizmetlere, güvenliğe bedel ödersiniz, hasta karşılamaya bedel ödersiniz. Burada hem bina maliyetleri hem hizmet maliyetleri yirmi beş yıla yayılarak kurulmuş bir sistemdir ve beş yılda bir “ihalesiz” diyoruz ya, ilk kuruluşta ihalesizdir; yüklenici firma tarafından yapılacaktır ama beş yılda bir de fiyat araştırması yapılır, pazar araştırması, pazar tespitleri yapılır. Pazar tespitlerine göre de değerli arkadaşlar, fiyatlar güncellenir.

 

 

#ŞehirHastaneleri #SağlıktaDönüşüm #Türkiye #TBMM #AKParti